Şeyh Rahmani: İmam Hüseyin (a.s) tüm insanlık için bir hazinedir; bu hazineyi yüce Irak halkı korumuştur

Dünyanın dört bir yanından farklı milletler, inançlar ve topluluklardan milyonların katılımıyla gerçekleşen Erbain ziyareti, İmam Hüseyin’in (a.s) evrenselliğini ve hak, adalet ve insanlık arayışındaki insanlar üzerindeki derin etkisini bir kez daha ortaya koyuyor. Bu büyük ziyarete katılan kişilerden biri de, Türkiye’deki Alulbeyt (a.s) Vakfı Müdürü Şeyh Rahmani Onurşan oldu. Kerbela Ajansı, İmam Hüseyin’i (a.s) ziyaret eden Türk kafilesiyle birlikte Kerbela'da bulunan Şeyh Rahmani ile özel bir röportaj gerçekleştirdi.

– Öncelikle kurumunuz hakkında bize bilgi verir misiniz?

Alulbeyt (a.s) Vakfı, Büyük Merce-i Taklid Ayetullah Uzma Seyyid Ali Sistani’nin (Allah ömrünü bereketli kılsın) bürosuna bağlı olup, Seyyid Cevad Şehristanî’nin gözetiminde faaliyet yürütmektedir. Kurum, merceiyet ile Ehlibeyt (a.s) dostları arasında bir köprü vazifesi görmektedir. İngiltere, İspanya, Almanya, Endonezya, Rusya, Türkiye, Azerbaycan, Lübnan, İran ve daha birçok ülkede faaliyet göstermektedir.

Vakıf, Ehlibeyt (a.s) dostlarına kültürel, ilmî ve sosyal alanlarda hizmetler sunmakta; akaid ve tarih dersleri düzenlemektedir. Ayrıca bünyesinde “Bilge Kadın Derneği” ve “Ehlibeyt Gençlik Merkezi” gibi birimler bulunmaktadır. En önemli faaliyetler, Türkiye, Necef-i Eşref ve Mukaddes Kerbela’da hizmetler sunmaktır.


–Vakfınızın öne çıkan çalışmalarından bahseder misiniz?

Alulbeyt (a.s) Vakfı bugüne kadar 200’den fazla kitap yayımlamıştır. Akaid, fıkıh, tarih ve Şiî inancıyla ilgili meseleleri kapsayan bu eserler arasında beş ciltlik seriler de bulunmaktadır.

Bunun yanı sıra konferanslar, Kur’an kursları, Bilge Kadın Derneği’nde gerçekleştirilen ilmî ve kültürel faaliyetler, çocuklara yönelik Kur’an dersleri, üniversite öncesi gençlere yönelik eğitim programları gibi çok sayıda etkinlik düzenlenmektedir.

Ayrıca Necef-i Eşref’te faaliyet gösteren bir dini okulumuz mevcuttur. Bu okul, yıl boyunca farklı din ve mezheplerden gelen ziyaretçileri ağırlamakta, içinde misafirlerin kalabileceği daireler bulunmakta ve onlara her türlü hizmet sağlanmaktadır.


– Bu buluşmalar, görüştüğünüz kişilerin düşüncelerinde bir değişime yol açtı mı?

Ziyaretçilerle buluşmak, onların İmam Hüseyin (a.s) davasına yönelik düşüncelerinde büyük bir değişim meydana getirdi. Çünkü İmam Hüseyin (a.s) sadece zahiri bir değer değil; o, aynı zamanda batınî, ruhî ve insani değerlerin toplamıdır. Kişi, nefsini arındırmak istiyorsa mutlaka İmam Hüseyin’in (a.s) ve tertemiz imamların (a.s) değerlerini takip etmelidir. Günümüzde farklı yollarla ahlaksızlık ve kötülükler yaygınlaştığından dolayı, bizler Ehlibeyt’in (a.s) inançlarını bugünün insanına ulaştırmak ve tebliğ etmek zorundayız.


– Hüseynî davaya hizmet etmek amacıyla birlikte çalıştığınız başka kurumlar var mı?

Evet, pek çok merkez ve kurumla birlikte çalışıyoruz. Bunların başında, Gürcistan, Azerbaycan, Rusya, Ukrayna ve Avrupa’dan alimleri bir araya getiren Türk Şiî Âlimler Birliği geliyor. Bu birlik, tarihte ilk defa, dünyanın dört bir yanındaki Emirü’l-Müminin Hz. Ali’nin (a.s) Şii’lerine hizmet etmek amacıyla Şii alimler ve önde gelen ilim insanları tarafından kurulmuştur.  Birlik, özellikle gençleri günümüzde yaygınlaşan kötülükler ve ahlaki tehlikeler konusunda bilinçlendirerek ve bunlardan uzak durma yollarını öğretmektedir.

Ayrıca özellikle Hz. Hüseyin (a.s) Türbesi başta olmak üzere mukaddes türbelerle yakın iş birliğimiz bulunmaktadır. Bundan altı yıl önce İmam Hüseyin (a.s) Kültür ve Medya Merkezini kurduk ve bu süreçte birçok mukaddes türbe yetkilisini Türkiye’de ağırladık. Bu, Türk halkı için çok değerli bir gelişmeydi. Çünkü çoğu kişi türbelerin yalnızca ziyaret için olduğunu sanıyor, hizmetlerini bilmiyordu. Fakat konferanslarda gösterilen kısa filmler sayesinde Mukaddes Hz. Hüseyin (a.s) Türbesi’nin Irak halkına

ve tüm ziyaretçilere sunduğu eğitim, okullar, üniversiteler, hastaneler ve çok daha fazla hizmetler Türk toplumuna tanıtıldı.


– Peki, bu konferansların, buluşmaların ve ziyaretlerin halk üzerindeki etkisini nasıl görüyorsunuz?

Böylesi konferanslar ve buluşmalar son derece etkili olmaktadır. Mukaddes türbelerin, özellikle Hz. Hüseyin (a.s) Türbesi’nin sunduğu hizmetler hakkında büyük bir farkındalık oluşturmuştur. Hastaların ücretsiz kabul edilmesi, ücretsiz eğitim ve okul hizmetleri, kadınlara, çocuklara, gençlere ve toplumun tüm kesimlerine sağlanan destek, halkın gözünde türbeye olan sevgi ve saygıyı daha da artırmıştır. Halk ile ziyaretçilerin her kesim, mezhep ve etnik kökenden duyduğu sevgi ve saygıyı olumlu şekilde artırmaktadır. Türbenin Müslümanlara olduğu kadar gayrimüslimlere de hizmet sunması, Ayetullah Uzma Seyyid Ali Sistanî’nin hutbelerinde görülen insani yaklaşımı yansıtmaktadır. Onun sözleri, çoğu zaman dinî olmaktan önce insanî mesajlar taşır. Mesela “kifai cihad” fetvası ya da “Sünniler bizim kardeşimiz değil, bizatihi nefsimizdir” ifadesi, ümmetin birliğini ve tefrikanın reddini vurgulamaktadır. Bu söylemler tüm İslam dünyasını etkilemiş, Seyyid’in halkın bütün kesimlerine duyduğu saygı ve sevgiyi açıkça ortaya koymuştur.


– Ayetullah Sistani’nin Müslümanlar ve gayrimüslimler üzerinde etkili olduğu konular nelerdir?

Bu bağlamda etkili olan diğer konular arasında, Seyyid Sistani’nin Papa’yı kabul etmesi yer alıyor. Bu ziyaret, Batılılar üzerinde büyük bir etki yarattı. Ayrıca Irak’taki kiliselerin korunması yönündeki tavsiyeleri de Batılılar tarafından büyük bir insanî davranış olarak değerlendirildi. Bunun yanı sıra Türkiye Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan’ın, Ayetullah Uzma Seyyid Ali Sistanî’yi ziyareti; hem Müslümanlar hem de Türk halkının farklı kesimleri tarafından takdirle karşılandı. Özellikle komşu Müslüman ülkelerle birlik ve dayanışma önerileri beğeni topladı.

Ayrıca Seyyid’in Ezidilere yönelik savunuculuğu, onları terör karşısında mazlum olarak tanımlaması, peygamberler ve imamların ahlaki değerlerinin Şiî topluluklarca nasıl korunduğunu açıkça ortaya koydu.


– Son olarak, mukaddes türbelerin Hüseynî bilinç ve eğitim üzerindeki rolünü nasıl değerlendiriyorsunuz?

Dünyanın bazı bölgelerinde İmam Hüseyin (a.s) yeterince tanınmıyor. Zira İmam, keşfedilmemiş bir hazinedir. Mukaddes türbelerin gayretleri sayesinde çok sayıda kitap ve broşür yayımlandı, ayrıca çeşitli televizyon kanalları aracılığıyla İmam Hüseyin (a.s) dünyaya tanıtıldı. Farklı dillerde sunulan bu çalışmalar, özgürlük ve adalet sevgisi ile birleşerek İmam Hüseyin’in (a.s) mesajının tüm dünyaya ulaşmasına katkı sağladı.

Bugüne kadar insanlık, İmam Hüseyin (a.s) ve Ehlibeyt’in (a.s) yaşadığı olaya benzer bir örnek görmemiştir; çünkü Hz. Hüseyin’in (a.s) kıyamı, aslında insanlığın kıyamıdır. Tüm dünyaya anlatılması gereken en önemli şeylerden biri de şudur ki; İmam Hüseyin (a.s), tüm insanlık için bir hazinedir. Ve bu hazineyi aziz Irak halkı korumuş, büyük fedakârlıklarla bu değeri yaşatmış, her coğrafyaya ve tüm insan topluluklarına ulaştırmıştır.

المرفقات

العودة إلى الأعلى