Avustralya’da yapılan yeni bir araştırma, her dört Müslüman sağlık çalışanından üçünün yalnızca dini kimlikleri nedeniyle hastanelerinde ve kliniklerinde ayrımcılığa ve İslamofobik tutumlara maruz kaldığını ortaya koydu.

Yüzlerce doktor ve hemşirenin katılımıyla gerçekleştirilen araştırma, “insani bir meslek” olan sağlık alanında çalışan Müslümanların karşı karşıya olduğu tabloyu karanlık bir şekilde gözler önüne serdi. Araştırmaya göre bu kişiler, yalnızca başörtüsü takmaları ya da İslami kimliklerinden ötürü sistematik olarak aşağılanmakta, küçümsenmekte ve mesleki yeterlilikleri sorgulanmakta.

Söz konusu araştırma, özellikle Müslüman kadınların çok yönlü bir ayrımcılığa uğradığını da ortaya koydu. Bu kadınlar, ırkçılıkla birlikte dış görünümleri üzerinden alay edilmekte ve ayrımcılığa maruz kalmakta. Düzenlenen bazı raporlarda ise başörtülü doktorlardan tedavi almayı reddeden hastalar ele alındı. Raporlara göre göre, başörtülü doktorlar tarafından sağlık hizmeti almak istemeyen bazı hastaların sözlü saldırılarda bulunduğu, hatta bazı vakalarda açık tehditlerin ve muayene odalarında korkuya neden olan olayların yaşandığı belirtildi.

Ayrıca “Avustralya İslamofobi Kayıt Merkezi” tarafından yayımlanan ayrı bir rapor da, özellikle Orta Doğu’daki son jeopolitik gelişmelerin ardından Müslümanlara yönelik saldırı ve tehditlerde ciddi bir artış yaşandığını gösterdi. Raporda, bazı sokakların Müslüman kadınlara ve genç kızlara yönelik hakaret, tükürme ve doğrudan saldırı alanlarına dönüştüğü aktarıldı.

Bahsi geçen rapora göre, fiziksel saldırıların %60’ı ve sözlü tacizlerin %79’u Müslüman kadınları ve kız çocuklarını hedef aldı. Bu veriler, nefretin ne derece derinleştiğini ve artık hastane kapılarına kadar ulaştığını gözler önüne seriyor.