Şehitlerin Efendisi’ne doğru giden yolda milyonlar tek yürek oldu
Sefer ayının kavurucu güneşi altında yürüyen milyonlarca yürek, uzayan yollar boyunca atılan binlerce adım, nabzı Hüseyin ile atan Kerbela’nın surlarına ulaştı.
Kerbela’ya giden yollarda bitip tükenmeyen bir insan seli, kararlı adımlarla Hüseynî aşkın menziline yöneldi. Kadın, erkek, yaşlı ve çocuklar, yolu, suyu ve yiyeceği paylaşarak tek bir sözde birleşti: “Lebbeyk Ya Hüseyin.”
Yürüyüş boyunca, ziyaretçilere hizmet eden Hüseynî alaylar, ellerinde yiyecek ve içecek sunan görevliler, gözleri dolu bir şekilde İmamın (a.s) ziyaretçilerine hizmet etmenin sevincini taşıdı. Bir konvoy sıcak ekmek dağıtırken, bir diğerinde yorgun ziyaretçilerin ayakları yıkandı, çocuklar ise dağıttıkları hurmalar ve şifa niyetine gülümsemelerini yoldan geçenlerle paylaştı.
Hava, tandır ve ekmek kokularıyla dolarken, Kur’an tilavetleri, dualar ve Hüseynî ilahiler semayı kapladı; coşku nidaları ve “Zillet bizden uzaktır” (heyhat minnez-zille) haykırışları birbirine karıştı.
Güvenlik güçleri yol boyunca konuşlanıp, kalabalığı gözetleyerek güvenliğini sağladı. On milyonları aşan bu yoğun kalabalığın hareket akışı, düzenli ve kontrollü bir şekilde yönlendirilerek tamamlandı.
Kerbela’ya yaklaşıldıkça Hüseynîyelerden ezan sesleri yükseldi, kalpler mukaddes türbeyle buluşmanın arzusuyla daha hızlı çarptı. Ve bu meşakkatli yolun sonunda milyonlar tek bir sesle haykırdı: “Esselamu Aleyke Ya Ebu Abdullah.”
Surlara ulaşıldığında tablo tamamlandı: Mukaddes Türbeler’in ışıkları gökyüzünü aydınlatırken, gözyaşları ve mutluluk nidaları birbirine karıştı. Eller dua için semaya yükseldi. Ziyaretçiler türbelere yaklaşırken; etrafa yayılan selam ve ziyaret sesleri, İmam Hüseyin’in (a.s) milyonlarca kalpte hâlâ canlı olduğunu bir kez daha ortaya koydu.