Şiddet ne zamana kadar bir iletişim dili olarak kullanılacak? - 2

2022-08-26 20:17:05

Şiddet, insanın sığındığı akıl dışı bir mekanizmadır. Öfkeyi dışa vurmak, karşıdakini kabul etmemek, varlığını inkar etmek ve iradesi baltalamayı amaçlayan bir eylemde bulunmaktır. 

Şiddet, yaralamak ve yok etmeyi amaçlayan  sözlü, hareketli ya diğer şekillerde dışarı vurulan bir yanlış ifade biçimidir. 

Son yıllarda toplumlarda yaygınlaşan sosyal şiddet olayları arasında, kadına şiddet suçu yer almaktadır. Bu da toplumun devamlılığı ve varlığını önemli oranda etkilemektedir. 


Örneğin Lübnan'da kadına yönelik işlenen bir dizi suçun ardından son olarak Hena Hadar olayı gerçekleşti. Beş aylık hamile olan Hena, boşanmak istediği için kocası tarafından ateşe verilerek öldürüldü. 

Hena son iki yıldır sözlü ve darp edilerek şiddete maruz kalıyor, ailesinin evine kaçtığında ise silah ve tehdit zoruyla eve geri getiriliyordu. 

Babası tarafından da şiddete maruz kalan Hena, henüz 14 yaşındayken zorla evlendirildi. Çocuk yaşta olan bir kızın zorla evlendirilmesi de şiddetin başka bir biçimidir. 

Toplumlarda bazı erkekler, kadınlara yönelik şiddeti her şekilde kullanıyor, onları bir şekilde kendilerine itaat etmeye ve kontrol altına almaya zorluyorlar. 

Şiddet ile ilgili olan dikkat çekici bir husus da, erkeklere yönelik şiddetin genellikle yabancı ya da hiç tanımadıkları kişiler tarafından uygulanmış olmasıdır. Ne var ki kadınlar ise şiddeti eşleri ya da aile fertlerinden biri tarafından görmektedir. 

Bunun nedenleri arasında haksız cinsiyet ayrımcılığı ve eşitsizliğin yanı sıra saldırı, cinsel şiddet ve zorla evlendirmeyi takip eden namus cinayetleri sayılabilir.

Şiddete meyletmenin çok fazla nedeni vardır. Ancak bunların başında bireyin davranışlarını belirleyen en önemli etken yetiştiği sosyal ortam gelmektedir. 

Toplumsal yapımızda erkek güçlü ve baskın cinsiyet olarak yetiştirilir. Karar verme hakkının yegane sahibidir ve yalnızca ona saygı gösterilmelidir. Sadece erkeğin görüşü dinlenir ve kadının gözetilmesinden de yine erkek sorumludur. 

Kadın ise zayıf bir varlık olarak yetiştirilir ve daima itaat ederek kabul etmesi gerektiği kendisine telkin edilir. Görüşlerini beyan edemez ve kendisine saklar. Daima boyun eğmelidir ve çok fazla şey öğrenmemelidir. Çünkü onun kaderi evlilik ve şiddet kültürüdür. Bu kültür kendinden başkasını kabul etmeyen, reddeden ve dışlayan bir bilinçsizliktir.

Bunların yanı sıra yoksulluk, işsizlik, kötüleşen ekonomik koşullar ve başkalarının kişisel haklardan mahrum bırakarak uyguladığı şiddet de bu sebepler arasında sıralanabilir. Zira tüm bunlar şiddete meyilli bireyde psikolojik sorunlara neden olur ve bu durum onu ihtiyaçlarını karşılamak için ahlak dışı davranışlarda bulunmaya iter. 

Ayrıca cehalet ve azgelişmişliğin artması, bireylerin sağlıklı düşünmelerini ve dolayısıyla şiddet kültürünün edinimini sınırlandırmaktadır.

Bu durumu iyileştirmenin yolu diğerini kabul etme, aşırılığı bırakmak ve ötekiyle bir arada yaşamak gibi aydınlık değerleri yeniden inşa etmekten geçmektedir. 

Aile, okul ve toplum faktörleri de bireyin yaşam evrelerinin gelişmesi için oldukça önemlidir. Pek çok durumda ailenin parçalanması ve bilinçsizlik kişileri şiddete meyilli hale getirmektedir. Bu nedenle okul, bilim ve bilinçli eğitimin rolü nesillerin yetiştirilmesi ve onlara iletişim becerilerinin öğretilmesinde ön sırada gelir. 

Böylelikle toplumlar ötekini kabul etmek, görüşlerine saygı duymak diyalog ve anlayış dili oluşturmak, sevgi ve akılcılık, şiddet tehlikesine karşı bilinç oluşturmak ve şiddetin tüm biçimlerine karşı kınamak konusunda da eğitimin rolü büyüktür. 

Ayrıca farkındalık oluşturmak, bireysel kültürün gelişmesi ve şiddetin tehlikelerine karşı rehberlik etmek konusunda sosyal medyanın rolü de yadsınmaz. 

Cehalet, geri kalmışlık, bilinçsizlik ve aklın muhakeme yeteneğini kaybetmesi toplumların dağılması ve gerilemesi için döşenen yolun taşlarını oluşturmaktadır. 

Bilim ve akıl ile içinde çürümeye döndüğümüz bu karanlıkların içinden çıkabilir, daha iyi bir geleceğe doğru yükselebilir ve insanın ufkunu sınırlandıran ve barış ile güvenli bir ortamda yaşama engel olan her şeyi ortadan kaldırabiliriz.

Haber: Amani Faris Ebu Merra


Çeviri: Merve Soydaş Gök 

العودة إلى الأعلى