Kur’an ve hadisler ışığında bir okuma... Namazı kasıtlı terk eden kâfir olur mu?

2024-04-25 16:15:58

Farz namazları terk etmeye kısa bir bakış

Fakihler, alimler, genel halk ve müçtehitleri taklit edenler arasında, günlük namazlar ve diğer farz namazların gerekliliği konusunda bir anlaşmazlık olmadığı gibi, namazın insan ruhunun inşası ve manevi melekelerinin geliştirilmesi üzerindeki olumlu ve zorunlu bir etkisi olduğunda konusunda da ihtilaf yoktur.  

Bu iş kişinin amelinin yeterliliğine ve dolayısıyla ilahi kabul derecesine göre değişmektedir. 

Hoşgörüye yönelik olan şeriatımız, namazı açık kitabın kesin hükümlerinden biri olarak belirlemiş ve "din direği" haline getirmiştir. Kılınan namaz kabul edilirse, onun dışındaki her şey de kabul edilir, reddedilirse geriye kalan her şey de reddedilir. Zira namaz, kişi ile Rabbi arasındaki ilişkiyi temsil eden bir ibadetin özüdür. İmam Rıza (a.s) bununla ilgili şöyle buyurmuştur: 

“Namazın felsefesi; Allah'ın rububiyetine ikrar etmek, şeriki olmadığını nefyetmek, geçmiş günahların affedilmesini dilemek için onlara itiraf ederek cebbar olan Allah'ın önünde huzu ve huşu içerisinde durmak, Allah'ı yüceltmek için günde beş defa yüzü yere koymak, unutmak ve azmaksızın Allah'ı sürekli anmak, O'nun huzurunda kendini zelil saymak, din ve dünya hakkındaki nimetlerinin artmasını da talep etmektir. Üstelik namaz, mevla, yönetici ve yaratıcıyı unutarak azmamak ve haddi aşmamak için insanı gece gündüz sürekli olarak Allah'ı hatırlamaya iter. Namaz halinde Rabbini anması ve O'nun huzurunda durması ise onu, her çeşit günah ve fesatlardan alıkoyar.” (1) 

Dolayısıyla farz olan namaz, imanın ölçüsüdür ve namazı terk eden müşrik sayılır: 

“O'na yönelerek O'ndan korkun. Namazı hakkıyla kılın ve müşriklerden olmayın.” (Rum – 31) 

Peygamber Efendimiz (s.a.a) şöyle buyurmuştur: "Kim namazı kasten terk ederse açıkça kâfir olur." (2) 

İmam Bâkır (a.s) da namazla ilgili "Farz namazını terk eden kâfirdir" buyurmuştur. 

Farz namazı terk eden kişinin tekfir edilmesinin dayanağı, namazı terk eden kişinin bunu zina gibi kendisini ele geçiren arzularının etkisi altında yapmamasıdır. Namazı terk etmek, açlık ve yemek arzusu nedeniyle Ramazan orucunu terk etmek veya para veya prestij hırsı nedeniyle zekat ve humus vermemek veya hac farizasını ertelemek gibi değildir.  

Bütün bu eylemlerin yasak olmasına ve büyük tehlike oluşturmalarına rağmen, bu günahları işleyenlerin kâfir olduğuna hükmedilmemiştir. Ancak namazı terk etmek ise öncelikle ilahi emir ve hükümleri küçümsemekten kaynaklanmaktadır. Dolayısıyla küfür ile eş anlamlıdır.  

Allah-u Teâla Kur’an-ı Kerîm’de şöyle buyurmuştur: 

“Namaza davet ettiğiniz vakitlerde, namazı alay, eğlence ve oyun konusu haline getirirler.   Bu da şüphe yok ki onlar akılları olmayan, akıl edemeyen bir topluluktur.” (Maide-31) 

Namazla alay etmek ve eğlence konusu haline getirmek, akılsızlıkla ve Allah'ın insana verdiği nimetleri tefekkürle bağlantılıdır ki bu da şüphesiz küfre yol açar. 

  1. Vesail eş-Şia - Hürrül Amili – c4, s9 
  2. Kitab ve Sünnette Namaz – Muhammed er- Rayshahri s158 

Yazı: Reca Muhammed Baytar – Kerbela Uluslararası Ajansı  

Çeviri: Merve Soydaş Gök  

العودة إلى الأعلى