Irak’ta devrik zalim rejimin hüküm sürdüğü 35 yıl boyunca mukaddes türbelerin en kötü tahribat ve muameleye maruz kaldığı herkes tarafından bilinmektedir. Bu mübarek mekanlar, Ehlibeyt (a.s) dostlarına işkence mekânı ve sorgu odaları olarak kullanılmıştır. Durumun giderek trajik ve kanlı hale gelmesiyle birlikte bu mekanlar sığınılacak yerler olmaktan çıkarak kaçınılan yerler haline gelmiştir.

Allah’a hamdolsun, bu cennet bahçelerinin bereketiyle meşruiyet yeniden tahsis edilmiş ve bu mukaddes mekanlar Necef'teki Merce-i Âla’nın doğrudan denetimi altına geri dönmüştür. Eski esenlik günlerine yeniden kavuşan türbeler, Ehlibeyt (a.s) dostları ve takipçilerinin kalpleri ile zihinlerinde yeniden yerini almıştır. Bu bağlamda mukaddes türbeler kültürel, hizmet, endüstriyel, tarımsal, kentsel ve hatta insani alanlarda çeşitli düzeylerde kapsamlı bir yeniden doğuşa tanık olmuştur. Tüm bunlar, her yıl giderek artan ve sonunda milyonlara ulaşan ziyaretçilere ev sahipliği yapmak için zemin hazırlamıştır.

Mukaddes türbeler ziyaretçiler başta olmak üzere topluma, ümmete ve vatandaşlara hizmet etmeyi önemli öncelik listesinin başına almıştır. Daha sonra ise temel hedeflere ulaşmak için eğitimli, onurlu, saygın, gelişmiş ve izzetini garanti altına almış sağlıklı bir toplum oluşturmak için çalışmıştır. Bu çabaların ilk çekirdeği türbelerin içinde atılmış, düşünsel, kültürel ve tebliğ boyutunda türbelerin izlediği metodolojiye göre şekillenmiştir. Daha sonra ise türbelerin sahibi olan pâk İmamların (a.s) hayattaki mesajlarını ve vizyonlarını aktarmak amacıyla konferanslar, festivaller ve forumlar düzenleyerek Irak'ın birçok kentini ve yurt dışını kapsayacak şekilde genişlemiştir.

Mukaddes türbelerin metodolojisi ikinci olarak ise, özellikle insanı inşa etme, yaşamını, sağlığını ve bilincini koruma alanları başta olmak üzere hayatın tüm temel ve önemli alanlarına önem vermiştir. Bu nedenle, yoksullara yönelik hizmetlerin yanı sıra, hastaneler, üniversiteler, okullar, konut kompleksleri, otizmlilere özel eğitim merkezleri gibi birçok projenin kurulması ve geliştirilmesine büyük önem verilmiştir.

Mukaddes Hz. Hüseyin (a.s) Türbesi Şeri Mütevellisi Şeyh Abdulmehdi el-Kerbelai