Bizi canlı tutan hatıra

2023-07-24 20:56:18

Her yıl Aşura'nın yıl dönümünü anmanın üzerimize düşen bir görevi yerine getirmek olduğuna inanıyor ve bu acı olayın hatırasını kalbimizle ve ruhumuzla yaşıyoruz. Bu emaneti atalarımızdan alır ve evlatlarımıza miras bırakırız. Tüm bunları yapmakta haklıyız, çünkü Aşura törenlerini diri tutmak Ehlibeyt'e (a.s) ve Hz. Hüseyin'in (a.s) başına gelenlklere bağlılığın en büyük  belirtilerinden biridir. 

Ancak bu diri tutma meselesinin daha aydınlık bir yüzü daha vardır ki o da şu dur; Aşura hatırasını anmak bizim onu canlı tuttuğumuzdan daha çok bizi canlı tutar. Âl-i Muhammed'in (a.s) seçkin çizgisi Aşura günü ikindi vakti Müminlerin zihninde canlandığında onlar (a.s) kalkansız, iman dolu göğüsleriyle Emevî ihanetinin oklarını, Bedir ve Huneyn'in kin yüklü gürültülerini püskürtürken, Ehlibeytin (a.s) yolunda ilerleme azmi içimizde tazelenir. Bu, on dört asır boyunca İmam Hüseyin'in (a.s) kıyamının ölümsüz olması ve hiçbir zalim tağut tarafından engellenememesi üzerinde tam bir role sahiptir. 

Kökeni, ırkı, rengi, cinsiyeti, dini ve dili ne olursa olsun her mümin ruhta İmam Hüseyin'in (a.s) kıyamı tasdik edilir. Bu basitçe Dürüstlük, güvenilirlik, iyi insan vasıfları, zorluklar karşısında sabır ve ne pahasına olursa olsun hakikat yolunda ilerleme kararlılığı anlamına gelir. Bu da tağuta, zillete ve alçaklığa boyun eğmemek, haksızlığın her türlüsüne direniş göstermek demektir. 

Bizler bugün Aşura ziyaretinin arifesindeyiz. Şehitlerin efendisinin hatırasının temsilinde Allah'ın dini canlı tutulmaktadır. Bu döngü, imamlarımızın dinin alameti olarak işaret ettiği bu ziyaretle taçlanacaktır. İşte bu nedenle bizler Ehlibeytin kavramlarını ve ilkelerini ruhumuzda, dilimizde ve amelimizde pekiştirmek için çok çalışarak bu önemli günleri canlı tutmaya herkesi çağırıyoruz. 
Cehaletten, yozlaşmadan, toplumu ele geçiren bağımlılık ve bencillik gerçeklerinden uzaklaşmış insanlara yol göstermesi için, Aşure günü gördüğümüz bu harika manzaraların yıl boyunca devam etmesini ve Muharrem ve Safer aylarıyla sınırlı kalmamasını temenni ediyoruz.

Yazı: Sabah et-Talikani 
Fotoğraf: Muhammed el-Hafaci
Çeviri: Merve Soydaş Gök 

العودة إلى الأعلى