Ehlibeyt imamları (a.s) için düzenlenen anma etkinliklerini canlı tutmak, Müslümanların ve özellikle Ehlibeyt’e (a.s) tabi olanların hayatında büyük bir öneme sahiptir. Çünkü bu münasebetler, Müminlerin manevi ve dini yönlerini güçlendirir. Ayrıca imamlara olan sevgileri ile bağlılıklarını yansıtır. Bu önemli günleri anmak, toplumun birliğini güçlendirmenin yanı sıra, Müslümanlar arasındaki sosyal ve kültürel iletişimi derinleştir. En önemlisi de,  İmamların (a.s) hayatından yüce değerler ve ilkelerin öğrenilmesi ve günlük hayatta uygulanması için bir fırsat olarak görülür.

Bu günlerde, Ehlibeyt (a.s) imamlarının dokuzuncusu olan İmam Muhammed Cevad’ın (a.s) şehadet yıldönümünü yaşıyoruz. Hicri 195 yılında Medine-i Münevvere’de dünyaya gelen İmam Cevad (a.s) sekizinci imam olan İmam Rıza’nın (a.s) oğludur. Abbasi yöneticileri tarafından büyük zulüm ve adaletsizliklere maruz kalan İmam Cevad (a.s)küçüklüğünden beri ilim ve bilgeliği ile öne çıkmıştır. Keskin ve parlak zekası ile meşhur olan imam, aynı zamanda cömertliği, dürüstlüğü ve yüksek ahlakı ile de bilinir.    

Hayatının bir kısmını Medine’de geçiren imam, burada İslami ilimleri yaymış ve insanlara gerçek İslam'ın esaslarını öğretmiştir. İslam dünyasının dört bir yanından gelerek imamın ilminden ve bilgeliğinden istifade etmek isteyen öğrencileri kabul etti.

İmam Cevad (a.s) imametin varisi olduğu ilan edilmeden önce Abbasiler tarafından hapsedildi ve türlü baskılara maruz bırakıldı. Hicri 220 yılında ise Abbasi halifesi Mutasım tarafından zehirlenerek şehit oldu.

Şeyh Bakır Şerif el-Kureyşi'nin "İmam Muhammed El-Cevad'ın (a.s) Hayatı" adlı kitabının 263. sayfasında imamın şehadeti hakkında şunlar zikredilmiştir:

“İmamın (a.s) naaşı hazırlandı, yıkandı ve kefenlendi. Vasık ve Mu'tasım namaz kılmak için geldiler. Ardından naaşı Kureyş kabirlerine götürüldü ve burada büyük bir kalabalık toplanmıştı. Bağdat daha önce böyle bir gün görmemişti. On binlerce kişi yaslı matem alaylarıyla bir araya geldi, İmam'ın erdemlerini yüceltti ve onun ardından yas tuttu. Müslümanlar, İmam'ı (a.s) kaybetmeleri nedeniyle büyük bir hüzün yaşadılar. Pâk bedeni için büyük dedesi İmam Musa bin Cafer'in (a.s) yanına bitişik bir mezar kazıldı ve oraya defnedildi. İnsanlık değerlerini ve örnekleri onunla birlikte gömdüler.”

 İmam Cevad (a.s) kısa ömrüne rağmen büyük bir ilim ve öğreti mirası bıraktı. İnsanlar ondan sabrı ve hoşgörüyü öğrenmiş, onlara cehalet ve adaletsizlik karşısında aklın ve hikmetin gücünü göstermiştir.

Yazan: Sabah et-Talikani

Fotoğraf: Ahmed el-Kureyşi

Çeviri: Merve Soydaş Gök