Speicher katliamının 9. Yılı

2023-06-14 21:04:34

Speicher katliamı, en acımasız, en korkunç ve en şiddetli şekilde soğukkanlılıkla ve vahşice askerlerin öldürülmesi ile tarihe not edilmiştir. Bugün Irak halkı ve dünyanın hafızasına kazınan bu suç, Baasçı ihanetin bıçağıyla katledilen pak ruhları hatırlatmalıdır. Zorluklara göğüs germemiş, savaşmamış ve acı çekmemiş insan yoktur. Bu farklı dönemlerde yaşanan deprem, volkan, sel gibi doğa koşullarından kaynaklı olabilir. İnsan iradesi dışında olan şeyler yaşanabilir ve acısı nesiller boyu hissedilir.

Dicle ve Fırat arasındaki topraklarında komşulardan gelen savaşlar ve istilalarla ilgili tüm tarih boyunca devam eden çatışmalar, Irak’ın sürekli yaşadığı trajedidir.

Ne var ki Irak halkının yaşadığı en gerçek trajedi Masonların ve Siyonistlerin köleleri olan Baas rejiminin korkunç korsanlığıdır. Irak'ın kutsal topraklarında tarımı ve nesli yok ettiği gerçektir. 1963'ten bu yana putlarının yıkılmasına ve sonrasında, El-Kaide, IŞİD gibi farklı isimler altında suçlarını ifşa edenlerdir. Baas rejiminin Ürdün, Suriye ve Mısır'a kaçan adamları hala terörün destekçileri olarak rahatsızlık kaynağı olarak kabul edilmektedir.

1968'de iktidara geldikleri günden itibaren, Baas rejimi tarafından Irak'ın evlatlarının infaz edilmesiyle dolu bir nefret tarihi yaşandı. Her yıl, El-Hidaye grubu tarafından putların sonunu getirmek amacıyla bir dizi infaz gerçekleştirildi. Tarihin medya tarafından unutulan bir bölümü, 1991 yılında Mart Ayaklanması'ndan sonra sulak alanların kurutulması ve Irak’ın kutsal şehirleri olan Necef ve Kerbela'ya ihanet ve nefret dolu füzelerle saldırılmasıydı. Iraklı liderlerin 104'ünden fazlası idam edilirken, zalim yönetimleri altındaki mazlum ülkede 350'den fazla toplu mezar geriye bırakıldı. Zulme uğrayan Iraklılar zalim yönetim altında yaşarken, Baas rejiminin yıkılmasıyla birlikte rahat bir nefes aldılar.

Ancak, istihbarat örgütleri, muhaberat ve Saddam'ın Fedailerinden olan uşakları tarafından yeni bir şiddet, öldürme ve terör sayfası açıldı. Bu yeni bölümler, onların iktidarının trajik geçmişini hatırlatan olaylarla doluydu. Kanlı Cuma, mücahit Muhammed Bakır El-Hakim'in şehit olması, İmamlar Köprüsü faciası, Karrada katliamı, 500'den fazla masumun bayram gecesinde yakılması, kanlı El-Mutanabi patlaması ve diğer trajediler arasında Speicher katliamı da en derin yara olarak kabul edilir.

Speicher katliamı

10 Haziran 2014 günü IŞİD terör örgütü, Irak'ın kuzeyindeki Musul şehrini ele geçirdi ve güneye, Irak'ın başkenti Bağdat'a doğru ilerleyişe geçti. 48 saat içinde, orta kısımlardaki Tikrit şehri militanların eline geçti. Teröristler, Tikrit'le birlikte, çoğu yirmili yaşlarda olan, üç ila dört bin arasında asker ve hava harp okulu öğrencisini de esir aldı.

Speicher Kampı olarak da bilinen Tikrit Hava Akademisi'ndeki askerleri ve askeri okul öğrencilerini, umutsuz bir panik hali kapladı. Üniformalar çıkarıp atıldı, silahlar düşürüldü, sivil kıyafetler giyildi ve askerler üsten kaçmaya başladı. Hayatta kalanlar, Speicher Kampı'ndaki subayların acemi askerlere üsten ayrılmalarını ve kısa bir izin için evlerine gitmelerini söylediklerini, bölgenin güvenli olduğu konusunda kendilerine teminat verdiklerini ve askerlerin şüphelerini giderdiklerini söylüyor.

Yol üzerinde ise, yerel Sünni aşiret üyeleri ve IŞİD militanları bekliyordu. Acemi askerlere güvende oldukları ve emniyet içinde evlerine götürülecekleri söylendi. Ancak bunun yerine, Tikrit ve yakınlarındaki başkanlık sarayları yerleşkesine götürüldüler. Öteki kurtulanlar da evlerine gittikleri sırada yakalandı. Sünni acemi askerler Şii meslektaşlarından ayrıldı ve orduya katıldıkları için tövbe etmeleri için kendilerine bir şans verildi. Şii acemi askerler ise bu kadar şanslı değildi. İtiraf etmeleri için kırılma noktasının ötesine varıncaya kadar onlara işkence edildi. Çoğu bu süreç içinde öldü ve sağ kalanlar da en sonunda öldürme alanlarına götürüldü. En az 1,700 genç adam birbiri ardına, soğukkanlılıkla öldürüldü. Çoğu, bir kısmı yüzlerce ceset barındıran birkaç toplu mezara gömüldü. Kalanlar, başlarına sıkılan tek kurşunla şehit edildi ve Dicle Nehri'ne atıldı.

Bu acı olayların ardından Yüce Dini Mercî, Mukaddes Müdafaa Fetvasını yayınlanarak ülkede dengeyi yeniden sağladı. Terörü ortadan kaldırdı ve şehirleri özgürleştirdi. Bir yıl sonra, Irak Medya Forumu'nun kültürel heyeti, kahramanların kutsal cihatlarını kutlamak amacıyla Haşdi Şabi Güçleri'nin çoğu mevkiini ziyaret etti. Tüm mukaddes makamlardan âlimler ve Irak ordusunun üst düzey subayları ile Haşdi Şabi birimlerinin liderleriyle büyük bir kutlama düzenlendi.

Bu acımasız suçların yıldönümünde, tüm şehitleri, komutanları, subayları ve nicelerini yâd ediyoruz.  Irak hükümeti aynı yerde bir suç müzesi kurmalıdır ki şehitlerin kanları, zalimlerin başına gelenlerin dehşetini ve çirkinliğini nesiller boyu hatırlatsın.

 

العودة إلى الأعلى