İmam Hasan (a.s) Dönemi – Genel Biat / 3. Bölüm

2023-05-05 20:22:37

İmam Hasan’a (a.s) verdiği cevap metnini gözden geçirdiğimizde Muaviye’nin İslam'ın kılıfını giyerek ve halkın elbisesiyle kendisini örtüp, İslam adına konuşmak için kullandığı hilelerin nereye kadar gittiğini görüyoruz. Mektupta şöyle söylüyor:

“Mektubunuzu bana ulaştı ve Allah'ın Resulü Muhammed'in faziletlerinden bahsettiğiniz konuları anladım. O, bütün faziletlerin en haklısıdır; geçmişi ve bugünü, küçüğü ve büyüğüyle. Hem ilklerin, hem de sonların en üstünüdür. Peygamberin (s.a.a) vefatından bahsetmiştin ve ondan sonra Müslümanların halife konusunda ihtilaf ettiklerini ve babana galip geldiklerini hatırlattın. Ebu Bekir es-Sıddık, Ömer El-Faruk, Ebu Ubeyde El-Emin ve Allah Resulü'nün arkadaşları, salih muhacirleri ​​ve destekçileri itham ettin, ben de bunun için senden nefret ettim. "Sen bizim nazarımızda ve insanlar arasında şüphesiz ki, iyi niyetli, kötülük düşünmeyen ve aşağılık bir insan değilsin. Seni için doğru söylemeyi ve güzel bir şekilde hatırlatmayı tercih ederim. Bu ümmet arasında tartışmalar çıktığında, sizin faziletinizi, önceliğinizi, Peygamberinizle olan akrabalığınızı ve İslam ve onun halkının yerini bilmediği yoktur. Bu ümmet, liderliği sebebiyle sizin yerinizi biliyor ve bunu Kureyş'e vermenin doğru olmayacağına karar verdi. Kureyş’in Salihleri, Ensar, ve diğerleri, ve insanların çoğunun görüşü, bu işi Kureyş’ten alıp İslam'ın en kadim, en bilgilisi olan kişiye vermeleri gerektiğiydi. Bu nedenle, din adamları, erdemli insanlar ve toplumun genel görüşüne uygun olarak, emir seçmek için Ebu Bekir'i tercih ettiler. Onlara suçlama getirmeksizin bu konuda kalplerinizde yükseltin, zira ne kendileri suçlanacaklar ne de yanlış bir iş yaptılar.  Eğer Müslümanlar aranızda kendi şarkısını söyleyip kendi yerini tutan ve İslam'ın kadınlarının namusuna zarar veren birini görürlerse, bu konuda başka birine devretmezlerdi. Bunun sebebi, İslam ve toplumu için uygun gördükleri şekilde davranmalarıdır. Allah da onları İslam ve toplumları için en iyi şekilde ödüllendirir.

 

Bugün aramızda olan sulh ve durum, beni sana çağıran kişinin anlattığı şekilde anladım. Bu durum sizin ve Ebu Bekir'in Peygamber'in vefatından sonra olduğu durum! "Eğer benden daha fazla düzen sağlayabilen, bu ümmetin güvenliğini daha iyi sağlayan, daha iyi bir politika yürüten, daha güçlü para toplayabilen ve düşmana karşı daha emin biri olduğunu bilseydim, senin çağrına cevap verirdim. Eğer seni buna ehil görmüş olsaydım, babandan sonra yönetimi sana teslim ederdim. Baban mazlum şekilde öldürülene kadar Osman’ı aradı ve Allah (c.c) da onun kanını istedi. Allah kimi isterse o kaçamaz. Sonra, ümmetin emrini şantaj yoluyla aldı ve cemaatine karşı çıktı. Böylece onlarla savaştı, kan döküldü ve kutsal yer helal oldu. Sonra bize geldi, bize biat etmedi. Ama bizi hileden vazgeçirmek istedi, biz de onunla savaştık, o da bizimle savaştı. Sonra bir adam seçene kadar savaş oldu. Biz, kendisi için hak olana göre hükmetsin ve onunla cemaati ve yakınlığı pekiştirsin diye bir adam seçtik ve onlarla bir antlaşma yaptık. Böylece iki hakem, bildiğim kadarıyla aleyhine karar verdiler ve onu görevden aldılar. Vallahi, o Allah’ın hükmüne razı olmadı ve Allah'ın emrine sabır da yok. o hâlde beni nasıl bir işe çağırıyorsun? Sen ancak babanın hakkı için istiyorsun o da çıktı, kendine ve dinine bak. Biliyorsun ki ben senden daha uzun süre yöneticilikle meşgulüm. Bu ümmet için tecrübe bakımından senden daha kıdemliyim. Yaşça da senden daha büyüğüm. Benden istediğin makam için bana olumlu cevap vermeye sen daha uygunsun. O halde benim itaat kapsamıma gir. Benden sonra görev senindir. 

Irak Beytü'l-Mal'indeki para miktarı neye varırsa varsın senindir. Onu istediğin yere götürürsün. Irak'ta istediğin bir bölgenin haracı senindir. Bu senin geçim masrafların için harcayacağın bir gelirdir. Her yıl onu güvendiğin bir adamın tahsil edip sana getirsin. Kötü muameleye uğramayacağını garanti ediyorum. Sana danışmadan devlet işlerinde uygulama yapılmayacak. Allah'a ibadet maksadıyla yaptığın herhangi bir işe engel olunmayacaktır…"

Muaviye’nin mektubuna şöyle bir göz attığımızda, bariz safsatalar ve düpedüz yalanlar içerdiğini görüyoruz. Mektubunda ​​ümmetin Ebubekir üzerinde toplanıp onu seçtiğini söylemesi bile bunu anlamak için yeterlidir. Eğer böyle olsaydı, ya da ümmet İmam Ali’yi (a.s) lider olarak kabul etmediyse, öyleyse niçin ona karşı isyan kılıcı çekildi ve İslam devletine savaş açıldı? Öyle ki Ammar bin Yasir gibi Resulullah’ın (s.a.a) ashabı öldürüldü? Resulullah (s.a.a) bir gün Ammar bin Yasir için “Ammar! Seni haddi aşan, zalim bir grup öldürecektir” demişti. Kendi sözleri Muaviye’nin kendisini yalanlıyor. Ümmet ona biat etmiş ve tüm yönetimi ona teslim etmiş olsaydı Muaviye neden İmam Hasan'dan (sav) biat istesin? Ayrıca Muaviye önceki halifelere ne biat etmiş ne de otoritesini kınamıştır.

Devam edecek…

Kaynak: Bir Lider ve Rol Model.. İmam Hasan / Şeyh Hüseyin Süleyman Süleyman

Çeviri: Merve Soydaş Gök

العودة إلى الأعلى