Ölümden sonra yeniden diriliş inancı

2023-01-20 21:00:25

Allah’ın insanı yaratmış olduğu fıtrat, onu Allah’a, peygamberliğe ve imamete inanmaya götürür. Aklı selim ve bilgece düşünceyle desteklenen fıtrat, insanı Hz. Muhammed Mustafa’ya (s.a.a) ve pak imamlara (a.s) inanmaya yönlendirir. Bu alanda araştırmalar şüpheleri gidererek, bu doğruları inkar edenler için deliller sunmaktadır.  

Bununla birlikte insanın dini ve akidevi inançlarında meada (yeniden diriliş) olan inanç da önemli bir yer işgal etmektedir. İnsanoğlunun yaratılışının başlangıcından bu yana tabi olduğu dinler arasında ölümden sonra yaşamı gerçek olarak kabul etmeyen bir din yoktur. Eski firavunların bile bir inancı vardı. Yeniden dirilişe olan inançları, onları tanrılarının, krallarının ahiretteki evleri olması için piramitleri inşa etmeye sevk edecek boyuttaydı.  

Eski Yunanlılar da ölülerin ruhlarının ölümden sonra gittiği yeraltı dünyasına inanırken, Romalılar bir kişinin öldüğünde yeraltına inip ölüm nehrini geçtiğine inanıyorlardı. 

İlk dinleri göz önünde bulundurmayacağız, ancak 3 semavi din olan İslam, Hristiyanlık ve Yahudiliği göz önüne alacağız. Yahudilik ve Hristiyanlık tahrif edilmiş olsa da meada ,inanırlar. Yani insanın ölümden sonra tekrar dirilişi ve Allah’a hesap vereceğine inanılır. Başka bazı dinler de bu yönde inanışa sahiptir. Bu durumda bizleri mead inanının insan fıtratı ile ilişkilendirmeye götürüyor. Çünkü selim olan fıtrat işin sonunda ölüm olduğunu ve yaşarken işlenen günahların, kötülüklerin ve hataların hesapsız, ya da salih amellerin karşılıksız olacağını kabul etmez. 

İşte meadi ve Allah’a inancı inkar edenler, yazımızda bahsettiğimiz bu fıtratı ve gerçekleri reddetmektedir. Bu şaşırtıcı değildir. Allah’a meleklerine, peygamberlere ve elçilerine inanmayan kimseler, diriliş ve hesap gününe de inanmazlar. Dolayısıyla meadın inkar edilmesi tüm bu inançların inkarından kaynaklanır.  

Belki de meadın inkarı ilahın inkarının köklerinden biridir. Çünkü bir kimse aklı selim düşünerek Allah’ı (c.c) inkar etmesi mümkün değildir. İlahi varlık düşüncesi, en net, saf ve berrak düşüncelerden biridir. Her şeyin bir ilki ve sonu olması ve tüm sebeplerin bir müsebbibinin olması aklı selime tek uygun olan düşüncedir.  

Araştırma: Reca Muhammed Baytar 

ÇEviri: Merve Soydaş Gök  

العودة إلى الأعلى