Kültür ve eğitim arasındaki tamamlayıcı ilişki

2022-12-22 23:12:59


Kültür, bir toplumun toplumsal zekâsı, kimliği ve özelliklerinin temeli, insanlar arasında yaygın olan değerler algılar ve geleneklerin bütünüdür.  Korunması gereken değerli bir sermaye olarak nesillere miras kalır.  

 2002 yılında UNESCO, kültürü şu ifadelerle tanımladı: “Kültür, bir toplumun veya bir grup insanın dini, entelektüel, maddi ve duygusal yönlerinin ayrı bir kümesi olarak görülmelidir.” 

Kültür ve eğitim arasındaki tamamlayıcı ilişkilerden söz edecek olursak, kültür ve eğitim arasındaki ilişkinin derinliğini vurgulamak için eğitim kurumlarının yönlendirme ve eğitim sürecindeki rolüne dikkat çekmemiz gerekir. Bu ikisi enerjinin başlangıcı, yeterliliğin güçlenmesi ve eğitimli ve kültürlü bir neslin kalkınması yoluyla toplumların ilerlemesinde temel rol üstelemektedir. Bu ilişki belli bir zaman ya da mekanda kopmaz, çünkü eğitim kültürün nesillerden nesillere doğru bir şekilde aktarılmasını amaçlamaktadır.  

Bu anlattıklarımız kültür ve eğitim arasındaki ilişkinin birbiriyle iç içe amaçlar, hedefler ve gayeler için gerekli ve kaçınılmaz bir tamamlayıcı ilişki olduğunu vurgulamaktadır. Farklı bakış açılarına ve görüş ayrılıklarına rağmen onları ayırmak mümkün değildir.  

Bazı kesimler kültürü eğitimden ayrı bir etkinlik ya da farklı bir aşama olarak görmektedir. Ancak gerçekler daima bu iki olgunun bir çatı altında toplandığını ve temel bir rolü tamamlamak için yaratıldıklarını gözler önüne sermektedir.  

 
Bu doğrultuda diyebiliriz ki, toplumun kültürünü değiştirme süreci, farklı kültürleri oluşturmaya çalışan eğitim kurumlarıyla başlar. Yetenekleri ve bilgiyi tam olarak keşfetmek, bu enerjiyi kişilerin seviyesini artırmak ve gelişmesini sağlamak üzere becerilerle donatmak, gençlerin ve ait oldukları neslin farkındalık düzeylerini ve kültürel ilgilerini olumlu yönde etkilemektedir. 

Bu bağlamda sosyal gelişimin ve insanın en üst düzeye ilerlemesinin iki kutba bağlı olduğunu onaylıyoruz: kültür ve eğitim. 

Bu bütünleşme, insanın patlayan tüm enerjisi ve onu incelten davranışı sonucunda toplumsal düzeyde eğitimli, bilinçli ve akılcı bir süreç oluşturur. 

Son olarak internet ve uydu başta olmak üzere elektronik ortamlarda yeni neslin maruz kaldığı başlatılan kültürel istilanın, tarihi ve kültür mirasını çarpıtmayı amaçlayan medya içerikleri ve materyaller olduğunu söylemek gerekiyor. Ulusal kimliği silmek, aidiyeti azaltmak, değerleri yozlaştırmak ve halkların gerçeklerini ve özgünlüğünü çarpıtmak bu kültürel istilanın başlıca amaçlarıdır.  

Yazı: Prof. Ali Abd Futuni / Lübnan 

Çeviri: Merve Soydaş Gök  

العودة إلى الأعلى