Muharrem ayının girişiyle birlikte, gönüller bu mevsimi karşılamaya hazırlanırken, ufuklar derin bir maneviyatla bezeniyor. Minberler yükseliyor, zihinler şehitlerin efendisi İmam Hüseyin’in (a.s) hatırasını yaşatmaya yöneliyor. Bu atmosferde, Merce-i Âla Seyyid Ali Sistanî’nin verdiği nasihat, mersiyehan ve hatiplerin çalışmalarına hak ve doğruluk temelinde ışık tutuyor.

Bu bağlamda, merceiyetin bir evladı olan Seyyid Molla Haydar es-Sa’d, özel bir ziyaret gerçekleştirerek, mürşidinden, Hüseynî hizmetin bir parçası olan ve , İmam Hüseyin’in (a.s) mesajını yaşatma gayesi taşıyan bu büyük insani çabanın temel ilkelerine dair kıymetli nasihatler istedi.

Seyyid Sistanî’nin yanıtı hikmetle doluydu. Kendisine dua ederek şöyle buyurdu:

"Yaptığınız iş doğrudur; ancak sözleriniz delillere dayanmalı, abartı ve aşırılıktan uzak olmalı. Zira Ehlibeyt (a.s) Allah’ın kullarıdır."

Bu kısa ama derin anlamlar barındıran sözler, ihlas, bilinç ve doğruluk arasında hassas bir denge kuruyor. Aynı zamanda Ehlibeyt’in (a.s) her türlü aşırılık ve tahriften uzak tutulması gerektiğini hatırlatıyor.

Seyyid Nasir Şubber’in yeniden paylaştığı bu değerli vasiyet, İslamî ve insani bir yönlendirme olarak minberin vakarını koruma, İmam Hüseyin’in (a.s) saf mesajını her türlü aşırılıktan muhafaza etme amacını taşıyor. Zira bu tür aşırılıklar, fedakârlık mesajını kirletebilir.

Nihayetinde, nasihat ile amel birleştiğinde, mesaj doğruluk ve titizlikle taşındığında, hakikatin sesi yüksekte kalır. Hak minberi, izzet ve yücelik taşıyan bir sancak gibi dalgalanır. Bu mesaj, tüm dünyaya nur saçan bir çağrı olur: Hakikat abartı ile değil, sağlam temeller üzerine inşa edilerek bir hidayet ve irşad meşalesi olarak kalıcı olur.