Kur'an-ı Kerim ve Hz. Peygamber'in (s.a.a) dilinden Dünya Kadınlarının Efendisi Hz. Fatıma (s.a.a)
5 Aralık 2024 Perşembe günü (Hicri 3 Cemaziyelahir 1446) Irak, İran ve dünyanın her yerindeki Ehlibeyt (a.s) dostları, Peygamber Efendimiz'in (s.a.a) biricik kızı Hz. Fatıma Zehra’nın (s.a) şehadetinin 1446’ıncı yıl dönümünü anıyor.
5 Aralık 2024 Perşembe günü (Hicri 3 Cemaziyelahir 1446), Irak, İran ve dünyanın her yerindeki Ehlibeyt (a.s) dostları, Peygamber Efendimizin (s.a.a) biricik kızı Hz. Fatıma Zehra’nın (s.a) şehadetinin 1446’ıncı yıl dönümünü anıyor.
Hz. Fatıma Zehra (s.a) son Peygamber Hz. Muhammed’in (s.a.a) kızı, 12 İmam’ın birincisi olan Hz. Ali’nin (a.s) eşi ve İmam Hasan ile Kerbela şehidi İmam Hüseyin’in (a.s) anneleridir.
Sıddıka, Mübareke, Tahire ve Zekiyye gibi pek çok isimle anılan Hz. Fatıma, babası ve masum imamların ifadesiyle en büyük kadın şahsiyet olarak kabul edilmektedir. Tarihi ve İslami rivayetler, onun evine yapılan bir saldırı sonucunda 18 yaşında, hamileyken şehit edildiğini doğrulamaktadır.
Allah-u Teâla, Hz. Fatıma (s.a) ve ailesi hakkında Kur’an-ı Kerîm’de şöyle buyurmuştur:
“Kuşkusuz Allah, yalnızca siz Ehlibeyt'ten her türlü pisliği gidermek ve sizi tertemiz kılmak istiyor.” (Ahzab Suresi - 33)
“De ki: "Buna karşılık sizden o yakınlarımı (Ehlibeyt'imi) sevmekten başka bir mükâfat istemem." (Şura Suresi - 23)
Yüce Allah-u Teâla, risaletin karşılığına aralarında Hz. Fatıma’nın (s.a.a) yer aldığı Ehl-i Beyt'i (a.s) koymuştur. Bu ayet, peygamberin yakınları için, yani Ali, Fatıma, Hasan ve Hüseyin (a.s) hakkında nazil olmuştur.
Hz. Fatıma Zehra (s.a) bu mübarek ayette sadece yer almakla kalmaz, aynı zamanda ayetin merkezini ve temelini oluşturur. Zira bu ayet, Hz. Peygamber’in (s.a.a) ev halkına, yani Ehlibeyt’e indirilmiştir.
Ehlibeyt (a.s) ile ilgili inen ayetlerden bir diğerinde de yüce Allah şöyle buyurmuştur:
“De ki: Gelin, oğullarımızı ve oğullarınızı, kadınlarımızı ve kadınlarınızı, kendimizi ve kendinizi çağıralım, sonra mübahele (beddua) edelim de Allah'tan yalancılar üzerine lânet dileyelim." Âl-i İmran Suresi - 61)
Müslümanlar arasında, bu ayetin de Ehlibeyt’e (a.s) yönelik olduğu konusunda bir görüş birliği vardır. Ayet, Nacran Hristiyanlarıyla yapılan Mubahale günü indirilmiştir. Allah-u Teala, peygamber Efendimize (s.a.a) Ali, Fatıma, Hasan ve Hüseyin’i (a.s) yanına almasını emretmiştir.
Resulullah (s.a.a) Hz. Fatıma için şöyle buyurmuştur:
“Hiç kuşkusuz Fatıma benden bir parçadır; o benim gözümün nuru ve kalbimin meyvesidir; onu üzen beni üzer, onu sevindiren beni sevindirmiş olur.” (1)
“Kızım Fatıma’nın nuru, Allah’ın nurundandır ve kızım Fatıma göklerden ve yerden daha üstündür!” (2)
“Eğer iyilik-güzellik bir şahıs olarak canlansaydı, o Fatıma olurdu; hatta Fatıma daha yüce olurdu. Şüphesiz kızım Fatıma, karakter, şeref ve yücelik açısından yer ehlinin en iyisidir.”(3)
“Kızım Fatıma, önceki ve sonraki bütün alemlerin kadınlarının efendisidir.”(4)
İmam Cafer Sâdık (a.s) şöyle buyurmuştur:
“Fatıma’ya Muhaddese (Meleklerin konuştuğu kimse) isminin verilmesinin sebebi şuydu: “Melekler Sema’dan inerek Meryem’e hitap ettikleri şekilde ona hitap ediyor ve şöyle diyorlardı “Ey Fatıma!Allah seni seçti, arındırdı ve seni âlemlerin kadınlarından üstün kıldı.” “Ey Fatıma! Rabbine boyun eğ, secdeye kapan ve rükû edenlerle birlikte rükû et.”(Âl-i İmrân, 42-43) Böylece Fatıma onlarla konuşur, onlar da Fatıma ile konuşurlardı. Bir gece Hz. Fatıma onlara şöyle sordu: “Alemlerin kadınlarına üstün kılınan İmrân kızı Meryem değil mi?” Melekler ona şu cevabı verdiler: “Meryem sadece kendi aleminin kadınlarının efendisiydi. Ama Allah Azze ve Celle hiç kuşkusuz seni kendi aleminin kadınları, onun aleminin kadınları ve önceki ve sonraki bütün kadınların efendisi kılmıştır.”(5)
1- El-Emâli -Sadûk-, s.575.
2- Bihârü’l-Envar, c.15, s.10
3- Maktelü’l-Hüseyn, c.1, s.60.
4- Nurü’s-Sekaleyn Tefsiri, c.1, s.338.
5- Bihârü’l-Envar, c.43, s.78.