Aşura... Evrensel bir olay ve küresel bir mesaj

2024-08-09 13:45:10

Aşura, Hicri 61 yılında yaşanmış ve tarihin tozlu sayfalarına gömülmüş bir tarihi olay değil, insanlığın aradığı ilke, değer ve mesajları taşıyan ve yankıları tüm zaman ve mekanlarda duyulan ilahi bir olaydır.

İmam Hüseyin (a.s), ailesi ve dostlarının (hepsine selam olsun) Kerbela’da Muharrem ayının 10’unda şehit edildiği Aşura olayı benzersiz bir dava ve azametli bir fedakarlıktır.

Bu nedenle Aşura törenlerine katılmak ve Şehitlerin Efendisi’nin (a.s) pâk türbesini ziyaret etmek için çeşitli mezheplerden ve ülkelerden milyonlarca kişi, Kerbela’ya akın ediyor. Ziyaretçi sayısının her yıl arttığı bu ziyaret son yıllarda uluslararası medyanın, araştırmacıların ve düşünürlerin ilgi odağı haline gelmiş durumda.

İslam kültüründe Aşura ziyareti

Şeyh Muhammed er-Ramahi, Aşura ziyaretinin İslami kültür mirasında ayrıcalıklı bir yeri olduğunu vurgulayarak “Aşura ziyareti, içeriği ve mesajları açısından büyük bir öneme sahiptir, çünkü bu ziyaret hidayet önderi imamlar kanalıyla nakledilmiştir” açıklamasında bulundu.

 Şeyh Ramahi, İmam Bâkır’ın (a.s) şu hadis-i şerifini hatırlattı:

"Kim Muharrem ayının onunda (Aşûra Günü) İmam Hüseyin'in (a.s.) türbesini ziyaret edip ağlarsa, kıyamet günü Allah'ın iki bin hac, iki bin umre ve iki bin cihad sevabıyla mülakat eder ki, bunların her birinin sevabı Resûlullah (s.a.v.) ve Ehl-i Beyt imamlarının huzurunda yapılan hac, umre ve cihadın sevabı gibidir."

Râvi, "Canım size feda olsun! Kerbela'da olmayan ve bu günde o hazretin türbesini ziyarete gitmesi mümkün olmayan kimseye ne kadar sevap verilir?" diye sordu.

İmam (a.s.) buyurdu ki: "Kendi evinin damı gibi yüksek bir yere veya çöle çıkıp İmam Hüseyin'in (a.s.) türbesini işaret ederek katillerine beddua edip nefretini dile getirsin.

Sonra iki rekât namaz kılsın. Bunu öğleden önce günün ilk saatlerinde yapsın. Daha sonra Hüseyin'e (a.s.) ağlasın. Takiyye zarureti yoksa ev halkını da o hazrete ağlamaya teşvik etsin. İmam Hüseyin'i (a.s.) anmak için evinde yas merasimi tutsun ve İmam Hüseyin'in (a.s.) musibetinden dolayı birbirlerine baş sağlığı dilesinler. Bu amelleri yapanlara bu sevapların verileceğine kefil oluyorum ben."

Râvi, "Fedânız olayım! Gerçekten bu amelleri yapanlar için sevaplara kefil oluyor musunuz?" diye arz edince İmam (a.s.), "Evet, ben bu amelleri yapanlara kefilim" buyurdu.

 

Şeyh Ramahi, Aşura ziyaretinin içeriğine dikkat çekerek şunları söyledi:

“Bu ziyaretin çok önemli yönleri var, ancak biz bazı önemli noktalara değinmekle sınırlı tutacağız. Ziyaret, İmam’a, dedesine (s.a.a), babasına, annesine ve Aşura günü onunla birlikte bu büyük makamda gelen herkese selam ile başlar. Aşura günü, İslam tarihinde hak yolunu zulüm ve zalim padişahlarından ayıran belirleyici bir savaş ve hak ile batılın mücadele günüdür. Bu günün mesajında, her zaman ve mekanda zulme karşı başkaldırı vardır.

Ali ve ailesinin yolunda yürüyen mümin, zalimleri, güç ve mevki peşinde koşanları reddederek bu yüce mesajlarla hareket etmelidir, hakkı isteyen, haksızlık karşısında sessiz kalmayan bir insan olan Hüseynî ruhuna sahip olmalıdır.”

Aşura sultanların hilelerini ve gerçekleri ortaya çıkardı

Aşura’nın, sultanları kendilerine verilen ve aslında layık olmadıkları unvanlardan mahrum ettiğini belirten Şeyh Ramahi sözlerine şöyle devam etti:

“Aşura, bazı medreselerde yönetimi eline alan herkes için kullanılan 'Müminlerin Emiri' unvanından onları mahrum bırakmıştır. İmam, bu sultanların Resûlullah'ın (s.a.a) dininden uzak, tahtın, krallığın, şöhretin, zenginliğin, şarabın ve eğlencenin sultanları olduğunu ümmete açıkça bildirdi. Bu uyanışta, ümmetin etrafta olan bitenleri anlaması ve İslam'dan habersiz cahil insanların haberdar olması için İmam Hüseyin’in (a.s) tertemiz kanı döküldü.”

Hak ile batılın ölçüsü: Aşura

Şeyh Ramahi sözlerinin devamında İmam Hüseyin’i (a.s) ziyaretin mesajlarına değindi:

“İmam’ın (a.s) zikrettiği diğer bir temel kural, takipçilerinin hak sahiplerini ve batıl sahiplerini tanımalarında bir yöntem olarak belirtilmiştir. Bu kural, ‘Sizlere barış gösterenlerle barış içinde olun, size düşmanlık edenlerle ise düşman olun’ şeklindedir. Bu, ziyaretlerde geçtiği gibi, müminin, Muhammed (s.a.a) ve Âl-i Muhammed'e (a.s) barış gösteren kardeşiyle anlaşmazlık yaşamaması gerektiğini ifade eder. Bu mesele, yalnızca belirli bir dönemle sınırlı olmayıp, yaşam için bir yöntem ve tüm zamanları ve mekânları kapsayan genel bir ilkedir."

Dünya için önemli mesajlar

Âşûrâ, tüm toplumlar ve ülkeler için geçerli olan insani ortak değerleri içeren mesajlar ve ilkeleri taşımaktadır. Bu mesajların topluluklara nasıl iletileceğini bilmek önemlidir.

İngiliz Manchester Üniversitesi'nde öğretim görevlisi olan Profesör Dr. Ahmed Al-Saffar, bu konuyu detaylı bir şekilde ele alan konuşmasında şunları ifade etti:

“Dünyaya önemli mesajların iletilmesi, önce şekil, sonra ise içerik olarak gerçekleşir. Şekil açısından, birkaç noktayı şu şekilde özetleyebiliriz;

Birincisi: Toplu matem merasimleri düzenlenmesiyle dayanışma ve birliği sağlamak, sosyal bağların gücünü ve toplumsal dayanışmayı ortaya koyar.

İkincisi: Aşura törenlerinde hazırlanan pankartlar ve sloganlarla, barış ve hoşgörüyü göstermek; ortak insani değerleri vurgular.

Üçüncüsü: Aşura ve Erbain törenlerinde yiyecek ve içeceklerin ücretsiz ikram edilmesi, İmam Hüseyin (a.s)'a duyulan sevgi ve haysiyetten kaynaklanan cömertlik ve misafirperverliğin bir ifadesidir.

Dördüncüsü: Ziyaret merasimleri sırasında gönüllülerin törenlere katılanlara hizmet etmeleri başkaları için özveri ve fedakarlık ruhunu yansıtır.

Beşincisi: Açık bir organizasyon ve disiplin. Titizlikle düzenlenen bir organizasyonda, törenler ve alaylar düzenli bir şekilde hareket eder. Bu, değerler ve ilkelere olan ciddiyeti ve saygıyı yansıtır.

Altıncısı: Altıncısı: Farklı alaylar arasındaki koordinasyon ve işbirliği, törenlerin düzenli ve tertipli bir şekilde yürütülmesini sağlar. Ayrıca, yer ve çevreye saygı gösterir; bu, genel alanların temizliğini korumayı, kargaşaya neden olmamayı ve törenler sırasında yerel yasalar ve düzenlemelere uymayı içerir. Tüm bunlar, genel olarak sisteme olan saygıyı gösterir.

Yedinci: Üzerinde durduğumuz önemli noktalardan biri de, dini ve kültürel  mirası ifade eden Hüseynî şiirler ve mersiyelerin hürmet ve maneviyat ruhuyla söylenmesidir. Bu, ziyaretin içeriğine olan derin bağlılığı yansıtmaktadır.

Sekizincisi: Bu vesileyle yapılan dualar ve ziyaretleri okumak aynı zamanda bize Allah (c.c) ile iletişimin bir yolunu gösterir.

Dokuzuncusu: İnsani mesajları Batı toplumlarına ulaştırmak. Bu, asil insani değerleri yansıtan hayır etkinlikleri düzenlemekle mümkündür. Örneğin, kan bağışı kampanyaları, kıyafet dağıtımları ve fakirler ve muhtaçlar için ilaç dağıtımları, İmam Hüseyin (a.s) tarafından çağrısı yapılan 'mazlumun yardımını' simgeleyen etkinliklerdir."

Yazı: Emir el-Musevi

Çeviri: Merve Soydaş Gök 

Attachments

العودة إلى الأعلى